17 Ocak 2013 Perşembe

Brezilya'da Binalar #1

1950'li yılların sonunda 3.5 yılda Oscar Niemeyer öncülüğünde inşa edilen bu şehrin binaları bana hiç estetik gelmiyor nedense. Bu kadar yakın bir zamanda, bu teknolojiyle, sıfırdan kurulan bir şehir için eksikleri büyük.

Altyapısında sorun yok ama o kadar da olsun değil mi? Zaten 6 ay boyunca yağış alan, tropik, bir yer. Altyapı zaten düşünülmeli ki öyle de olmuş. Ama şehrin bana hissettirdiği amaç "İnsan işine gitsin çalışsın ve sıkıntısız bir şekilde evine dönsün. Evinin balkonu olmasın ki gökyüzünden faydalanmasın, binaların yakınlarında da hiç park bulunmasın, dışarı çıkmasınlar. İşten eve evden işe..."

Bu mantıkla yapılmış bir şehre benziyor. Evden çıkıp yürüyerek bir parka gidemezsiniz çünkü yürüyüş yapabileceğiniz, oturup kitap okuyacağınız en yakın park evinizden yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Zaten semtlerin bağlandığı yerlerde de kaldırım bulunmamaktadır. Yani 'yürümek' burada bir ulaşım aracı olamaz.


Binaların çoğunun zemin kısmı sütunlarla desteklenmiştir. Yani zemin katta daire bulunmaz ve bina taşıyıcı ayaklarla yükseltilmiştir çoğu yapıda. Şehrin mimarı bunun nedenini şöyle açıklamış "Binaların alt kısımları özgür kalsın ve doğayla bütünleşsin." Balkonlarla da bütünleşebilirdi doğayla. Şehrin inşa edildiği yıllarda yapılan hiçbir binada balkon yok. Yeni yeni birkaç yıldır yapılan binalarda var. Onlar da zaten şehrin merkezinde değil, daha uzakta kalan binalar.

Her neyse gelelim başkentte yani Brasília şehrindeki binalara...


 Binaların bazısı demir parmaklıklarla, bazısı tel örgüyle, bazısı da demir panjurlarla kaplı. Yani önü açık bir pencere bulmak gerçekten zor.



Otopark sorunu bildiğim kadarıyla olmuyor. Her binanın kendi otoparkı var hatta bazı binaların kapalı otoparkı da var.






Sanki iş merkezi ya da hastane gibi pencereler yanyana. Kafanızı uzatıp etrafa bakacak olsanız yan dairenin içini görebilirsiniz. Tabii kafanızı pencereden uzatmanıza engel olan bir parmaklık yoksa...




Bir kısım bina da bu şekilde. Burası binaın arka cephesi oluyor. Bu cephede daha çok mutfak, banyo ve servis alanı dedikleri hizmetçi bölümü var. Küçük küçük deliklerin arasından dışarısı görünüyor. Bazı ev sahipleri bu deliklrden toz, yağmur girmesin diye içeriden pencere yaptırmışlar.

Bu benim gördüğüm en saçma bina gerçekten. Çünkü kimi ev sahipleri nasıl olsa ben kullanmıyorum, kiraya veriyorum mantığıyla yaklaştığı için bu küçük boşluklara içten pencere yaptırmamışlar. Ve biz ev ararken böyle bir ev gördük, tuvalet, banyo, mutfak bu delikli kısımda ve direkt dışarıyla muhatapsın. Gerçekten çok anlamsızca.

Bu yazının devamı gelecek inşallah. Gördüğüm her binayı fotoğraflamaya çalışıyorum. Buradaki kilise ve resmi binaların fotoğraflarının olduğu bir yazı da gelecek inşallah. Şimdilik bu kadar.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...