28 Şubat 2014 Cuma

Yemek Yapıyoruz #19


Beşamel sos yapıp haşlanmış ve dilimlenmiş tavuk göğsüyle karıştırdım. Üzerine de kaşar rendeleyip fırında pişirdim. Çok lezzetli bir şey oldu.

 Tavuk şinitzel limonla güzel oluyormuş.


Bunda da tavuğun göğsünü biber salçası, tuz, karabiber, pul biber, rendelenmiş sarımsak ve zeytinyağıyla karıştırıp fırın tepsisine dizdim. 200 derecede 20 dk kadar pişirdim. Çok lezzetli oldu, şinitzel gibi zahmetli de değil.


Közlenmiş patlıcanla karnıyarık en sevdiğim yemeklerdendir. Yanında da "cannelloni" tipi makarnayı peynirle doldurup üzerine kaşar dilimi koydum ve fırında pişirdim ikisini. Makarnaya beşamel sos yapmayı unutmuşum hehe :)


Veee döner yaptıııkk :) Dondurduğum eti hafif yumuşamışken ince ince dilimledi eşim. Sonra çok az tereyağında teflon tavada kavurdum. Suyunu çekip hafif yanınca lezzeti süper oluyor.


Kocaman bir tonbalıklı sandviç :) Eşimin spesiyali :)) Domates soslu, suda bekleyen ton balığını fırıda hafif kızarmış ekmeğe sürüp içine soğan ve marul koyuyor. Birazcık da mayonoz.


Bu da arnavut ciğerli sandviç. Aslında bunun yanına şalgam suyu ne giderdi ama. Henüz o konuya gelmedim ben :)


Kadayıflı sakızlı muhallebi. Bu tarifi bu siteden aldım. Kadayıfları yumuşamasın diye her dilim için servis etmeden hemen önce koymakta fayda var.


Kıbrıs tatlısını ilk denediğim tarifte üzerinde muhallebiyle servis ediliyordu. Tarifin ölçülerine göre yapmama rağmen muhallebinin miktarı bize çok geldi. Tatlıyla yarışıyor yani. Kek hamurunda un yerine sadece galeta unu kullanılıyor. Üzerine de şerbet dökülüyor. Aynı revaniye benzettim ben. Galeta unu irmiğe çok benzedi kekte.


İkinci deneyişim de üzerine sadece krem şanti sürdüm ve biraz da tarçın serptim. Çok daha güzel oldu. Bu tatlının tarifine de buradan ulaşabilirsiniz.


Bu da en kolay tatlı. Muz dilimlerinin üzerine bal gezdirdikten sonra ceviz parçaları konup tarçın serpiliyor.


Fırında yaptığım ilk pide. Tadı güzeldi ama susamla daha güzel olur diye düşünüyorum.


Ve sonunda oklavayla aramı düzelttim ve börek açabildim :) Zor zanaatmış oklava kullanmak. Oklavadan sonra gereken en önemli malzeme de geniş bir tezgah bence. Ama inat ettim açtım hamuru sonunda :)


Mayalı hamurdan yaptım bunu.


İlk açtığım hamurla son açtığım hamur arasındaki fark, böreğin kesitinden çok güzel anlaşılıyor :) Sağda kalan iç kısımdaki hamur ince açılamadığı için daha tombiş olmuş. Gitgide durumu düzeltmişim ama. Olacak olacak :)

24 Şubat 2014 Pazartesi

Kedi Zekası :)

Kediler bilindiği üzre örtmeyi, saklamayı seven hayvanlardır. Ama ben artan mamalarını da sakladıklarını bilmezdim önceleri. Prenses bacı sayesinde bunu da öğrenmiş olduk.

Mamasını yedikten sonra kabında kalan mamayı, ilerleyen vakitlerde acıktığında yemek suretiyle saklamak için patisiyle üzerini örtmeye çalıştığında bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum henüz. Daha sonra araştırmalarım sonucu kedilerin mamalarını da örtme içgüdüsüne sahip olduklarını öğrendim. Bu içgüdüye sahip bir kedi henüz (ve korkarım sonsuza dek :)) laminant parkeyle o mamanın üzerini örtemeyeceğini  hala öğrenebilmiş değil :) O koşulsuz şartsız örtmeye programlı.

İçeriden "fış fış fış" diye gelen seslerin parkeye değen kedi patisi olduğunu biliyorduk, bu olay sıradanlaşmıştı artık. Ta ki bu manzarayı görene kadar...


Tırmalama tahtasıyla boş mama kabını örtmeye çalışmış minik patileri :) Mamasını yedikten sonra kabını yalayan bir kedi için, kokunun bile örtülmesi gerektiği çok normaldir tabii.

20 Şubat 2014 Perşembe

Portakallı "Patlıcan Suyu"

"Patlıcanın da suyu mu olur?" demeyin, oluyormuş gerçekten. Çok da lezzetliymiş meğerse.

 Rio tatilimizde, sokak köşelerinde bulunan "meyve suyu barları"nda duraklamıştık birkaç kez. Tabelalarda upuzun meyve suyu çeşitleri yazılıydı. Okumaya üşendim, elma suyu içtim ilk gidişimde. Sonra, patlıcan yazısı dikkatimi çekti ve bir sonraki gidişimizde onu denemeye karar verdim. Patlıcanın acımsı tadı yoktu meyve suyunda. Zaten portakal ve şeker ilavesi yapılıyor. Bir de soğuk servis ediliyor tabii ki. Çok hoşuma gitti ve bunu evde denemeye karar verdim ve hatta bir de video çektim :)


Tabii Türkçe bir kaynak bulamadım bu tarif için. Gerçi malzeme belliydi, ölçüleri veya varsa püf noktası lazımdı bana. İnternette Portekizce olarak birkaç farklı tarifle karşılaştım. Kafama yatan tarif bu oldu. Tadı Rio'da denediğim patlıcan suyuyla aynıydı.

İnternette tarifini ararken bu patlıcan suyunun zayıflamak için kullanıldığını gördüm. Patlıcanın kilo vermeye yardımcı olduğunu duymuştum ama ne kadar doğru bir bilgidir orasını bilemeyeceğim. Fakat bu tarifi bulunduran sitelerin büyük çoğunluğu zayıflama amacıyla içildiğinden bahsetmiş. Ben keyif için içtim ama zayıflatırsa da hiç hayır demem :)

Merak edip denemek isteyenler için video aşağıda. Bence denemeye değer. Yalnız, bekledikçe kararacağını da göz önünde bulundurarak az bir miktar denemekte fayda var. İyi seyirler.



12 Şubat 2014 Çarşamba

Mutlu Olmak...

Mutlu olmak, 4 tekeri 2 tekere değişmektir...

Pão de açúcar market, reklam afişleri


Mutlu olmak, çikolatalı pasta yer gibi organik gıda yemektir.

Mutlu olmak, al dente pişireceğiniz makarnanın patatese dönmesine kahkahalar atmaktır.

Pão de açúcar market, reklam afişleri
Mutlu olmak, öğle yemeğinden önce bir tanecik kurabiye yemektir.

Mutlu olmak, ilk gittiğiniz ülkede sudan çıkmış balık gibiyken, zaman geçtikçe konuştuklarını ve yazdıklarını anlayabilmektir :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...