31 Aralık 2013 Salı

Yemek Yapıyoruz #17



Kahvenin en çok buzlu halini severim ben. Her türlü tarifini denedim bu sebeple. Bu yaptığım buzlu filtre kahveydi. Önce kahveyi buz kalıplarına döküp geceden dondurdum. Sabah da bardağı buzluğa koydum ki buzlu kahvenin hakkını verelim :)  Bardak soğuduktan sonra taze yapıp soğuttuğum kavemi buzlarla birlikte bardağa koydum. Üzerine de Brezilya'da "leite condensado" diye geçen, şekerli yoğunlaştırılmış süt ekledim. Beyaz çikolatanın eritilmiş haline benziyor tadı. Ve afiyetle içtim :)


Kendi yaptığım pesto soslu makarna. Ben fesleğen, zeytinyağı, tuz ve sarımsak kullandım bu sosta.


Bunlar da eşimin yaptığı suşiler. Dönem dönem suşiye doyamaz hale geliyoruz. 3-4 kere peşpeşe gidilen restoranlardan sonra tekrar evde üretime geçmeye karar verdi.
Japon restoranından birazcık saşimi aldık, yanında gari (zencefil turşusu) ve vasabi de geldi. Onlarca suşi elde ettik bu malzemeyle :)



Üzümlü cevizli baton kek. Küçücük bir baton kalıp buldum ve kek manyağı olmak üzereyiz.

Bu tarif için malzemeler (küçük baton kalıp için)

1 yumurta
1/3 su bardağı şeker
1/3 su bardağı süt
1/4 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı un
Yarım paket kabartma tozu
1 limonun kabuğu veya yarım limonun suyu (arzuya göre vanilya)
Birer avuç dövülmüş ceviz ve kuru üzüm

Yapılışı
Yumurta ve şeker köpürünceye kadar çırpılır. Limon kabuğu ve vanilya eklenir. Daha sonra süt, elenmiş un ve kabartma tozu eklenir. Ceviz ve üzümler önce bir kasede una bulanırlar ki kek hamurunun içinde dibe batmasınlar. Daha sonra unlu şekilde hamura ilave edilir ve spatulayla birkaç kez karıştırılır. Yağlanmış ve unlanmış kek kalıbına dökülür ve içindeki hava kabarcıklarının çıkması için kalıp birkaç kez tezgaha vurulur. Önceden ısıtılmış 170 dereceli fırında yaklaşık 45 dakika, üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.


Bir pazar kahvaltısı.


Çok sevdiğim havuç suyu.


Türkiye'deyken bizzat Özbek bir kadından Özbek pilavı yemiştik. Bol havuçlu, tavuklu bir pilavdı, enfesti. Ben de oradan esinlenerek havuçlu pilav yapmaya karar verdim. Valla hiç fena olmadı :)



Bu baton kalıbı her türlü kullanmam lazım diyerek yaptığım tost ekmeği. Dışarıda satılan tost ekmeklerinde değişik bir tat var sevmediğimiz. Bu ekmek zirveye oturdu bizde. Tarifi şöyle:

Malzemeler (Küçük baton kalıp için)
270 gr un
160 ml ılık süt
40 gr tereyağı
1 tatlı kaşığı şeker
1/2 çay kaşığı tuz
2,5 gram hazır kuru maya (Bir paketin dörtte biri)

 Yapılışı
Un, şeker, tuz, maya bir kapta karıştırılır. Mikserin düşük hızında, yavaş yavaş tereyağı ve ılık süt eklenir. Ben tereyağını mikrodalgada eritiyorum. 10 dakika boyunca yoğurulur. 1 saat kadar mayalandırılır. Daha sonra tekrar 2 dk kadar yoğurduktan sonra merdaneyle dikdörtgen açılır. Zarf şeklinde dörde katlanır ve o şekilde kalıba yerleştirilir. 1 saat kadar tekrar mayalandırılır. Fırına vermeden önce fırın 190 dereceye ayarlanır ve fırının içine 15-16 kes su püskürtülür. Veya yanmaz bir kapta fırının bir kenarına su konur ki ekmek olabildiğince buharda pişsin. Fırına girecek olan hamurun üzerine de su püskürtülür ve en alt ızgarada üstü hafif kızarana kadar pişirilir. Piştikten sonra tekrar üzerine su püskürtülür ki dışı kabuk bağlamasın. Soğuduktan sonra servise hazırdır. Bu ekmeği yapmak yoğurma, 2 kez mayalama, pişirme, etrafı toparlama :) dahil 3 saati almaktadır.


Bu da kendi yaptığım ekmeğimin tost olmuş hali.


Baklavalık yufkadan yaptığım tahinli çıtır kurabiyeler. 2 kat yufkanın arasına tahin sürüp şeker serptim. Üstteki yufkaya da aynı işlemi uygulayıp biraz da ceviz serptim. 180 derecede pişirdim.


Karnıbahar kızartması.


Parmesan peynirli, salça soslu makarna.


Baklava kardeş :)


Tavuklu pilav ve ayran, off ne özlemişim tavuğu yahu. Uzun zaman tavuk istemedi canım, yaklaşık 4 ay sonra yaptığım tavuklu pilava doyamadım.


Fırında patatesli köfteler.


Yoğurtlu brokoli salatası.


Anneciğimden arakladığım bu buharda pişirme aparatı çok kullanışlı bir şey. Daha önce ıslak hamburger yapımında kullanmıştım. Bu sefer somonda kullandım. Somonun bütün yağı tenceredeki suda kaldı ve hafif bir akşam yemeği oldu.

Balığı tuzlayıp aparatın üzerine koyduktan sonra biraz karabiber serptim. Defne yaprağı, limon dilimi, soğan halkaları ve maydanozla birlikte ağzı kapalı şekilde yaklaşık 7-8 dakika kadar pişirdim.


 Bu da balığın pişmiş hali.


Tarçınlı, karanfilli çay enfes bir şeymiş.


Ve köpüklü sıcak çikolata. Cezveye sütü koyup içine iki tatlı kaşığı kadar nutella attım. Kaynayana kadar karıştırdım. Bardağa alıp üzerine köpük sıktım. Mis miss :)

3 Aralık 2013 Salı

Brezilya'da Mutfak Kültürü: Açai Dondurması

Marketten alıp evde hazırladığım açai

Açai (asai diye okunur) Brezilya'da yetişen bir palmiye ağacı. Bu ağacın dallarının içindeki kalbinden ve meyvesinden faydalanılır bildiğim kadarıyla. Palmiye kalbi denen bu gıda marketlerde konserveler halinde satılıyor burada. Palmito diye geçiyor ismi. Tadı biraz enginarı andırıyor sanki. Bu ağacın bir de meyvesi var ama tek başına yenecek kadar lezzetli değil. İlk geldiğimiz zamanlar adını sanını bilmeden almıştık bu açai meyvesini. Bir kısmını yiyememiştik bile. Acımsı, garip bir tadı vardı. Meğer bu meyvelerden dondurma gibi bir tatlı yapılıyormuş burada. Açai meyveleri püre haline getiriliyor, içine muz ve guarana şurubu ekleniyor ve tekrar püre haline getiriyilor bu karışım. Guarana şurubu da guarana meyvesinden elde ediliyor. Buz gibi, soğuk servis ediliyor açai tatlısı. Bu sebeple de dondurmayı anımsatıyor. Üzerine de, coco pops, muz dilimleri, müsli, fıstık, mısır gevreği gibi parçacıklı şeyler ekleniyor. Ve yerken tadına doyulmuyor bu şeyin. Her yiyişimizde "Yok yok, ne yapıp edip bunun ticaretini Türkiye'ye götürmeliyiz" diyoruz.

Açai yeme mekanımız Samuçai

Marketlerde hazır paketler halinde de satılıyor bu açai dondurması. Siz evde el blendırıyla çırpıp, yenecek kıvama getiriyorsunuz. Üzerine de istediğiniz şeylerden ekliyorsunuz.

Süper bir antioksidanmış açai meyvesi. Üzümün 15 katı derecesindeymiş antioksidan kuvveti. Bunun yanında kalori bombası tabii.

Samuçai'deki açai tabağım
Her cumartesi market ve pazar alışverişini yapmak üzere saat 8.00-8.30 gibi koyuluyoruz yola. Gittiğimiz yer 18-20 km kadar uzaklıkta, şehrin dış kısımlarında kuruluyor. Önce pazar alışverişini yapıyoruz 12.00'de pazar kaldırılıyor çünkü.Daha sonra büyük ve toptancı marketlerden aylık ya da haftalık alışverişimizi yapıyoruz. Oradan da doğru açai yemeye :) Açai'yi çok güzel yapan bir yer var o bölgede, biz de Türk arkadaşlarımız vasıtasıyla öğrendik. Önceleri 300 ml'lik bardaklarla başladık açai çılgınlığına. Şimdi beni 500 ml kesmiyor arkadaş :) Brezilyalılar 1000'liklerden alıyorlar. Bizim de gidişat onu gösteriyor :)

Her cumartesiyi iple çeker olduk. Korkunç pazar ve market alışverişlerine güle oynaya gider olduk, varın siz düşünün ne menem bir şey olduğunu :))
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...