30 Ağustos 2012 Perşembe

Zafer Bayramı

Zafer Bayramımız kutlu olsun hepmize.

Bol muhabbetli, güzel bi geceydi.






Ve ertesi gün gazetede bulduk kendimizi :)


27 Ağustos 2012 Pazartesi

Bizim küçük evimiz



İşte küçük evimiz huzurlarınızda :)

Bu şehirde adamakıllı ev bulmak çok zormuş. Zaten burada fiyatlar uçuk, elçiliğe yakın olmasını isteyince daha da artıyor fiyatlar. Hadi onu geçtim verdiğin paraya değmiyor evler. Yaklaşık 10 tane kiralık daire gezdik hepsi bakımsız ve enteresan planları olan evlerdi. Bi tanesinin tuvalet penceresi direkt mutfağa açılıyordu mesela. 




Sonra biz güney kanattaki bu evi bulduk, başta pazarlık yapma planlarımız da vardı. Ama nerden bilelim bu insanların prosedür işlemlerinin haftalar gerektirdiğini. Evin tadilatının bitmesini bekledik önce, sonra kontratın hazırlanmasını ve tabii kontratı Türkçe’ye çevirmeyi. Sonra kontrata imza atan kefillerin imzalarının Dış İşleri Bakanlığı tarafından onaylanmasını. Anahtarı teslim edecekleri günü defalarca ertelediler ama sonunda aldık :) tabii biz o kadar daire dolaştıktan sonra “kesinlikle bu ev olmalı” modunda olduğumuz için bırakın pazarlık etmeyi adamlara fazla fazla para vermeyi bile düşündük.
 



Ev yeni tadil olmasına rağmen bütün bu malzemeleri bitirdik temizlikte.


 
Her dairenin iki kapısı var; biri içinde yaşayanlar için diğeri de hizmetçileri için. 2. Kapının olduğu yerde servis alanı denilen bir bölüm var, bazı dairelerde banyo, yatak odası da vardı bu bölümde. Burası tamamen hizmetçilere tahsis edilen bi bölüm yani.
 
Bütün apartmanlarda pencere önlerinde demirler var, bazı apartmanların pencereleri çok küçük. Şehirde “uçak planı” olarak görünen bölgeye 60 yıldır hiçbir şey eklenmemiş-çıkarılmamış. Bu yüzden apartmanlar da 50-60 yıllık. Balkonları yok. Uçak planı dışındaki bölgelerde yeni apartmanlar ve siteler mevcut, oradaki daireler bizim bildiklerimizden işte.  Biz özellikle elçiliğe yakın, odaları aydınlık ve ev yeni tadil olduğu için bu evde ısrar ettik.



Evimizin hemen karşısında bi kilise var, Pazar sabahları ilahilerini dinliyoruz biz de buradan :)

Kalabalık ama sakin bi yer burası. Bazen çocuk sesleri geliyor işte o zaman en mutlu olduğum anlar oluyor.




24 Ağustos 2012 Cuma

Yemek Yapıyoruz #1

Eveeett, ağustos ayı benim evliliğimin ilk ayı olması sebebiyle yemek denemelerimin de ilk evresi :) Yemek yapmayı daha öncesinden biliyordum tabii ama düzenli hayata geçiş yapınca anladım yemek yapmanın ne demek olduğunu. Öğrenciyken zaten yemek yapmak da yemek de bizim eğlencemizin bir parçasıydı. İş hayatım zaten kısa sürdü; 4 ay. Bu sürede de yemekleri haftanın 4 günü tatil yaparak okuyan kızkardeşim yapardı. Evlenince farkettim ki yemek yapmak aslında tam bir sanat. Sunumuyla, tadıyla, uyumuyla her şeyiyle. Ben de işte o sanatı azıcık ucundan icra etmeye başladım. Bakalım ağustos ayında neler yapmışım.


Acıbadem Kurabiyeleri

Bu küçük kurabiyeleri çok seviyorum. Bu küçük renkli pasta kağıtlarını da görünce bi şekilde değerlendirelim bakalım dedim :) Tarifi de şöyle:

Malzemeler:
2 yumurta akı
1 su bardağı çekilmiş badem
¼ su bardağı pirinç unu
¾ su bardağı toz şeker

Yapılışı:
Yumurta akları çırpılarak kar haline geldikten sonra şeker ilave edilir, tekrar çırpılır. Daha sonra pirinç unu ve badem eklenip karıştırılır. Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye (veya benim yaptığım gibi pasta kağıtlarına) kaşık yardımıyla konulur. Önceden ısıttığınız 180 derecede 25-30 dk üzerleri kzarıncaya kadar pişirilir. Afiyet olsun.


Çerkez Tavuğu
Benim sevdiğim bir mezedir çerkez tavuğu, yapımı da gayet kolay.

Malzemeler:
300 gr. tavuk göğsü
1 avuç ceviz içi
3 diş sarımsak
3 dilim bayat ekmek
1 litre su
tuz
üzeri için tereyağı ve pul biber


Yapılışı:
İlk olarak tavuk tuzlu suyla haşlanır. Haşlanan tavuklar, bayat ekmek blenderda karıştırılır. Daha sonra su ve tuz ilave edilir. Tereyağı eritilir ve pul biber ekleir. Tereyağı blenderdan tabağa aldığınız tavukların üzerine gezdirilir. Üzerine de bir iki ceviz parçası konabilir. Afiyet olsun :)



Mantar Sosolu Somon Izgara

Çok kolay ve çok lezzetli bir balık yemeği bu benim için. Sos için; soğan, tuz, karabiber zeytinyağında kavrulduktan sonra mantarlar eklenir, arzuya göre maydonoz da konulabilir.. Izgara yapılan somonların üzerine dökülür ve salatayla servis yapılır :)

Küçük Sandviçler

Kahvaltı için hazırladığım bu küçük sandviçlerin arasına peynir ve dere otu koydum. Birazcık da tost makinesinde ısıttım. Bence muhteşem oldular :)

12 Ağustos 2012 Pazar

Park Gezintimiz




Pontao parkı güney gölünün kenarında hoş bi yer. Bikaç cafe, restoran da var içerisinde. Ufak bir de sahnesi var, bi kere canlı müziğe denk gelmiştik.



Gölde kayak sporları, tekne gezileri yapma imkanı var. Özellikle haftasonları canlı bi yer olması sebebiyle seviyorum ben bu parkı.






11 Ağustos 2012 Cumartesi

Brasilia'da İlk Günler


Yolculuğumuz 27 Temmuz'da Ankara'dan başladı. İstanbul'daki uçak değişiminden sonra Brezilya'nın Sao Paulo şehrine vardık. Buradaki aktarmadan sonra uçağımız Brasilia'ya doğru yol aldı. Beklemeler dahil toplam yolculuğumuz 24 saat sürdü. Sonrasında bir de jetlag olayımız oldu tabii. Türkiye'yle arasındaki saat farkı 6, 24 saat yolculuk, bunun üzerine biyolojik saatin ayarları bozuldu ve yaklaşık 1 hafta uyku problemimiz oldu.

Hep derler; yabancı bir ülkeye gittiğinizde kokular sizi mahveder diye. Uçaktan iner inmez, havaalanında aldım o "yabancı ülke" kokusunu. Bizimki peynir ağırlıklı bir kokuydu :) Brezilya'nın "Pao de queijo" dedikleri peynirli ekmekleri meşhur. Başta çok ağır gelmişti o koku ama sonrasında insan alışıyor. 

Pao De Queijo (Fotoğraf alıntıdır)


İnsanlarda çevreye karşı güven problemi var. Evimize ilk yerleştiğimiz gün anahtarları evde unutup apartmanın dışında kalmıştık ve insanları o evde yaşadığımıza inandırıp evimize girebilmemiz hayli zor olmuştu :) Ülkedeki büyük şehirlerde güvenlik problemi var fakat bu şehir başkent olması nedeniyle güvenlik önlemleri daha üst düzeyde. Bunun dışında benim gözlemlediğim kadarıyla insanlar selamlaşmayı ve muhabbeti çok seviyorlar.


Bu şehir 1956 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 3,5 yılda yapımı bitmiş. Şehirdeki göl de yapay. Haliyle tarihi bir mekan bulunmuyor şehirde. Bu benim için büyük bir eksiklik oldu aslında. Çünkü bana şehrin ruhu yokmuş gibi geliyor. Her şey sonradan yapılma ve hepsi bir plan dahilinde. Çok tekdüze ve fazla planlı. Bana biraz soğuk geldi açıkçası bu durum. Plan elbette olması gerekendir fakat insan sürpriz mekanlar arıyor şehirde gezerken. Ama bulmaya imkan yok çünkü ileride nasıl bir mekanla, nasıl bir tasarımla karşılaşacağınızı kestirebiliyorsunuz. Çünkü şehir tamamen simetrik. Bu da insanda "Şehrin merkezi nerede?" duygusunun oluşmasına neden oluyor.

Ben de belki kültürümün etkisidir belki karakterimden dolayıdır bilemiyorum ama bir mekanda ruh arıyorum. Bunu burada yerine getirebilmek için şehirde gördüğüm birkaç binayı işaretledim ve belli dairelere sevdiğim insanları oturttum :) Mesela L2 yolu üzerindeki bir binada anneannem oturuyor, yolun yukarısında babaannemin evi var. Anne-babamın, arkadaşlarımın, kardeşlerimin :) Belki çok saçma ama bu şekilde şehre anlamlar yüklüyor ve daha kolay alışıyorum.

  
Brasilia Şehir Haritası



Şehir Kuzey ve Güney olmak üzere iki kanattan oluşmakta. Şehre kuşbakışı bakıldığında bir uçağı andırıyor. Ortada uzun bir gövde kenarlarda ise kanatlar mevcut. Gövdede bakanlıklar, oteller, tv kulesi, şehir parkı, katedral, meclis binası, şehrin simgesi olan Juscelino Kubitschek anıtı; kanatlarda ise yerleşim alanları yer alıyor. Kanatlar quadra denilen çeyreklerden oluşuyor. Bir quadra içinde market, kuaför, pet shop gibi mağazaları oluşturan küçük bir çarşı ve binalar bulunuyor.

Şehrin Gövde Kısmı

TV Kulesi


TV Kulesi aynı zamanda şehre yukarıdan bakma olanağı sağlıyor. 224 metre yüksekliğinde. İnsanların şehre baktığı noktanın yüksekliği ise 75 metre. Bu kulenin hemen alt tarafında mobilya, takı, ev aksesuarları, hediyelik eşyalar, çanta, ayakkabı, kıyafetlerin, tabloların satıldığı standlar bulunuyor. Standların ortasındaki küçük meydanda bir gösteriye denk gelmiştik. 5-6 kişilik bir gruptu. Grubun bir kısmı müzik çalıyor bir kısmı da akrobasiyle karışık stand-up gösterisi yapıyordu.


TV Kulesinin Altındaki Standlar


Şehir yapısal olarak oldukça düzenli ve altyapısı güçlü. Biz henüz o kadarına şahit olamadık ama günlerce yağmur yağdığı oluyormuş ve yağmurdan sonra su birikintisi görmek pek de mümkün değil.


Brasilia şehrindeki ilk günlerimiz. Lago Sul'de bir restoranda iftar yemeğindeyiz. Görünen manzaranın bir iki fotoğrafını çektik. Lago Sul; Brasilia şehrinde bir semt. "Güney Gölü" anlamına gelmektedir. 


Lago Sul

Lago Sul


Brasilia benim için güzel başladı umarım öyle de devam eder.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...