31 Mart 2014 Pazartesi

Yemek Yapıyoruz #20

Bu ay sağlıklı beslenmek adına daha önce bir beslenme uzmanı tarafından hazırlanmış olan diyet programını uyguladık. Daha doğrusu program eşimin "sağlıklı yaşam" adlı projesinin bir parçasıydı. Ben de elimden geldiğince eşlik edip manevi destek olmaya çalıştım ama namümkün. Beslenme programı protein ağırlıklı bir programdı ve ben etle aramın çok iyi olmadığını bir kez daha anlamış oldum. Ben %80 otçul bir insanmışım :)

Bu program sebebiyle mart ayındaki yemek yapma çalışmaları tekrara düştü, dolayısıyla fazla fotoğraf çekmedim.


Çikolatalı, muzlu tapioca benim kaçamağım oldu, etle aramın iyi olmadığını söylemiştim :)) Tapioca mandioca bitkisinin kökünden elde edilen bir tür nişasta. Brezilya'da tatlı ve tuzlu olarak tüketiliyor.


Bir yemek kaşığı zeytinyağıyla fırında kızartmış olduğum karnıbaharları sarımsaklı yoğurtla servis ettim.


Sabah kahvaltılarında yumurta şart ama ben ekmekle tüketerek bir kez daha kuralları çiğnedim :) Fırında peynirli yumurtalı ekmek.


1 yemek kaşığı zeytinyağıyla teflon tavada kızarttığım kabakları da yine sarımsaklı yoğurtla servis ettim.

26 Mart 2014 Çarşamba

Marketteyiz #2 (Pitaya)

Guará pazarında meyve standı

Bu meyveyi 2 hafta önce Brasília'da Guará pazarında gördüm. Rengi ve şekli ilgimi çekti. Satıcıya sorduğumda adının "Pitaya" olduğunu ve bir Peru meyvesi olduğunu öğrendim. O hafta meyve stoğumu doldurduğum için almadım ama aklımın bir köşesine yazdım. Geçtiğimiz haftasonu ilk işim bu meyveyi almak oldu.



Daha önce nasıl kesildiğine, nasıl servis edildiğine ve nasıl yendiğine bakmadan tahmin ettiğim şekilde ortadan ikiye kestiğimde böyle bir görüntü beklemiyordum açıkçası. Morumsu-pembemsi rengi çok hoşuma gitti. İnternette gördüğüm kadarıyla içi beyaz veya dışı sarı olanları da varmış fakat içi ve dışı kırmızı renkli olanı daha lezzetliymiş.



Bir kaşık yardımıyla içinden bir parça çıkardım. Kaşıkla çok kolay yenebileceğini de öğrenmiş oldum. Minik siyah çekirdekleri aynı kivinin çekirdekleri gibiydi. Tadı armut, kivi ve bir çiçeğin karışımına benziyordu. Kesinlikle bir çiçek tadı vardı ama adını koyamadım ne yazık ki. Çok ferah bir tadı var bence. Oldukça sulu bir meyve oluşu da hoşuma gitti.


Tropikal bir meyve olan pitaya; dragon fruit ve ejder meyvesi olarak da biliniyor.

Potasyum, kalsiyum, demir, fosfor, protein, magnezyum ve C vitamini içeriyormuş.

Sadece taze meyve olarak değil, salatalarda, tatlılarda ve dekoratif amaçlı da kullanılıyormuş.

"Ben bu meyveyi bir daha satın alır mıyım?" sorusunun cevabı ise; "Kesinlikle, her hafta alacağım meyveler listesine adını yazdırdı bile."

Pitaya meyvesinin kaktüsteki görünümü (Fotoğraf alıntıdır)

16 Mart 2014 Pazar

1 kare #4


Brasília'da gökyüzü bir başka güzel. Gece ayrı, gündüz ayrı...
Fotoğrafı eşim, az önce çekti.

3 Mart 2014 Pazartesi

Ahşap Boyamaya Devam #3


Mutfak için kağıt havlu askısı lazımdı. Ahşap boyama için alışveriş yaparken buna rastladım. Bir-iki fırça darbesiyle böyle bir şey oldu :)

Bu ahşapta vernik olarak "100 kat vernik" denilen bir ürün kullandım. Suya dayanıklı olduğu için bunu seçtim. Ama her zamanki gibi sabırsızlığımın kurbanı olup henüz kurumadan alıp kullanmaya başladım. Haliyle bazı yerlerinde kağıt havlu izleri kaldı. 24 saat nasıl bekleyeyim yahu :)


Bu da zaman dolsun diye yaptığım, herhangi bir işlevi olmayan kapı kolu askısı.


 Bu antre için, içine faturaları koyma amaçlı yapıldı.


Bunu da mutfakta kullanıyorum. İçine yemek tarifleri defterimi, ihtiyaç listesi için not defteri ve kalem koyuyorum. Böylece hem elimin altında oluyorlar, hem de zarar görmüyorlar :)


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...