30 Eylül 2013 Pazartesi

Yemek Yapıyoruz #14


Brigadeiro (brigadeyru) Brezilya'nın geleneksel tatlılarından biri. Zaten çok da zengin bir tatlı mutfakları yok. Hazır paket halinde satılanları da var, ben onlardan alıp şekil verdim. Normalde dışında çikolatalı pasta süslerinden oluyor ama içi dışı çikolatalı olunca bize ağır geldi, ben de dışına hidnistan cevizi bulamayı tercih ettim. Çok daha güzel oldu.

Her kutlamada, davette olmazsa olmaz tatlıları brigadeiro'dur. Hatta Portekizce dersine başladığımız ilk haftalar hocamız birer tane getirmiş ve tanıtmıştı bize brigadeiroyu. Ben de düşünmüştüm "Türkiye'de ne diyorlar ki bu tatlıya?" diye. Klasik top şeklinde çikolatalı tatlı. Türkiye'de daha güzelleri var. Ders esnasında eşime sordum "Türkiye'de biz ne diyoruz bu tip tatlılara? Neden özel bi ismi yok ki bizde" diye. O da "çikolatalı top de geç  işte" diye özetlemişti :) Sonradan düşündüm de, bizde bu tip tatlılara sıra gelmez ki baklavadan, kadayıftan, güllaçtan, künefeden, kazandibinden, kemalpaşadan, ekmek kadayıfından, şekerpareden, kalbura bastıdan... diye uzar gider bu liste :) Ne kadar zengin bir mutfağımız var bizim ya :) Millet çikolatayı sütle karıştırıp süslemiş geleneksel tatlıları olmuş, bir de bize bakın, heheheeyt be :))



Balkabaklı turta yaptım. Bunu tamamen kendim tasarlayıp kendim uydurdum :) İnternette aratınca buna benzer turtaların olduğunu gördüm. Bir tarifte balkabağını şekerli pişirip sütle açıyorlardı. Ben sadece su ve şeker kullandım süt eklemedim ama sütlü de çok güzel olabileceğini düşünüyorum.

İlk olarak kabakları küçük küçük doğrayıp şekerlerini ekleyip suyla kaynattım. Kabak-şeker oranını tamamen göz kararı yapıyorum. Kabakların içine bir iki tane de karanfil atıyorum aromalı olsunlar diye. Onlar pişe dursun biz hamura geçelim.

60 gram tereyağı,
1 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı yoğurt
1 yumurta
Yarım paket vanilin
Aldığı kadar un (merdaneyle açılabilecek bir kıvamı olmalı)

Hamuru yoğurup turta kalıbına yerleştirmek üzere merdaneyle açıyoruz. Kalıbın kenarlarını da kaplayacak büyüklükte açtıktan sonra tepsiye yerleştiriyoruz ve 180 derecede 25 dakika kadar pişiriyoruz.

Daha sonra pişen kabakların içinden karanfilleri çıkarıp püre haline gelinceye kadar eziyoruz. İçine dövülmüş ceviz ekliyoruz. Daha sonra soğuyan turtanın içine tatlıyı yerleştiriyoruz. Üzerine tarçın hindistan cevizi ve ceviz serpip buzdolabında 2 saat sertleşene kadar bekletiyoruz. İşte tatlımız hazır. Afiyet olsun efendim :)







Bu denediğim ilk balkabaklı turtaydı. Bu da çok hoşuma gitmişti ama balkabağının ölçüsünü ayarlayamamışım, çok az geldi. Ben de üzerine pudra şekeri serpmiştim. Kurabiye niyetine güzel oldu :)


Shimeji mantarı. Çok sağlıklı ve çok lezzetli olan bu mantarı her hafta yapıyorum. Ama ben pişmemiş halinin fotoğrafını koymayı tercih ettim çünkü pişen görüntüsü çok iştah açıcı değil :) Yani aslında bence bir sorunu yok ama tadını bildiğim için öyle sanırım :)



Bu da shitaki mantarı. Bu da shimeji kadar sağlıklı ve lezetli. Biz bu iki mantarı bir pizzacıda tanımıştık. Mantarlı pizzayı seçtik ve içinde bu iki mantar vardı. Hatta garsona sormuştuk başta, o da mantarları getirip göstermişti. İyi ki şans vermişiz bu ikiliye, çünkü buna değerler.




Ve evde suşi yapımına başlamış bulunmaktayım. Pazarda bir Japon'un standında durdum ve adama sordum "suşi yapmam için gerekli malzemeler nelerdir beyabi?" diye :) O da her şeyi en başından uzun uzun anlattı. Gerekli mazlemeleri elimize alıp yapılış şeklini de kafamıza yazdıktan sonra hemen evde deneme faslına geçtik.

Ben balığı buharda pişirmeyi tercih ettim. Çünkü çiğ balığın çok taze olması ve çok temiz ortamlarda muhafaza edilmesi gerekiyormuş. Bu şehirde deniz yok, taze balık bulmak da çok zor. En iyisi buharda pişsin bizi de zora sokmasın dedik :)

Tadı gayet güzeldi, bu işi de başarıyla atlattık :)

28 Eylül 2013 Cumartesi

Ahşap Boyamaya Devam #2

Türkiye'ye gitmeden, boyayabildiğim kadar ahşap boyadım. Bugüne kadar birçok boyama yaptım ama korkarım elimde bir tane bile yok :) Ama ben paylaşmayı çok seviyorum :)







Bu takı kutusunu terapideymiş edasıyla kahverengiye boyadım önce :) Sonra bir kat daha çekip sağlamlaştırayım istedim ama o da ne? Kahverenginin başka bir tonunu sürmüşüm ikinci defasında. Her fırça darbesi daha da kararttı kutuyu, etrafıyla uyumu bozuldu. Terapi odası bir anda yıkılıp yerini dehşet odasına bıraktı o an :p Evet, önce canım sıkıldı ama doğru kahverengi tonunu bulduktan sonra sabırla uğraşıp eski rengine çevirdim.

Ön tarafındaki deseni eşimle beraber yaptık. Çiçek desenli "stencil" şablonunu özenle yapıştırdık kutuya. Sonra eşimin maketlerini boyamak için kullandığı kompresörle boyayı püskürttük. Sanırım bu stencil tekniğinde fırça veya sünger de kullanılıyor ama ben beceremedim henüz.Fırçayla ve süngerle denedim ama şablonun altından boya sızdı ve şekli bozdu tamamen.

Kutunun kapağına da peçete dekupaj yaptım. Ve çok sevdiğim birine hediye edildi kendisi.



Bu takımı birbirinden ayırdım ne yazık ki :) Aslında amacım takım yapmak değildi, farklı zamanlarda boyadım bunları ama biraraya geldiklerinde güzel oldular. Bunlar da sevdiklerimize hediye edildiler Türkiye'de.



Ben bu kutulara aşık oldum :) Birisi İstanbul'daki diğeri de Ankara'daki canım annelerime hediye edildiler.






Bu takı kutusunu da ablacığım için yaptım. Hamurdan kalpler yapıp beyaza boyadım ve kutuya tutkalla yapıştırdım.

10 Eylül 2013 Salı

Emin'ciğimin Gözünden Brezilya #2


Brasília Katedral ve çanlar.



 Katedral girişindeki heykellerden biri.


Katedral içindeki çarmıh.


Katedral içindeki figürler.



 Adalet Sarayı



 Adalet Sarayı


 Adalet Sarayı


Ulusal Kongre Binası



Televizyon Kulesi



Ve kamera arkası :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...